İçeriğe geç

Fil Suresi 1. Ayet Okunuşu, Meali ve Tefsiri

Fil Suresi 1. Ayet Okunuşu, Meali ve Tefsiri

Fil suresi 1. ayet okunucu, meali ve tefsiri.

ARAPÇA LATİN E lem tere keyfe feale rabbuke bi ashâbil fîl(fîli).
DİYANET İŞLERİ Rabbinin, fil sahiplerine ne yaptığını görmedin mi?
DİYANET VAKFI Rabbin fil sahiplerine neler etti, görmedin mi?
ELMALILI SADE Görmedin mi Rabbin ne yaptı fil sahiplerine!
ÖMER NASUHI BİLMEN Görmedin mi, Rabbin fil sahiplerine nasıl etti?
FİZİLALİL KURAN Rabbinin fil sahiplerine yaptığını görmedin mi?
ABDÜLBAKİ GÖLPINARLI Fil ashâbına Rabbin ne yaptı, neler etti, görmedin mi?
İBN-İ KESİR Rabbının; fil sahiplerine ne ettiğini görmedin mi?
TEFHİMÜL KURAN Görmedin mi, Rabb´in fil sâhiplerine ne yaptı?
BEKİR SADAK Fil sahiplerine Rabbinin ne ettigini gormedin mi?
CELAL YILDIRIM Fil sahiplerine Rabbı´nın neler ettiğini görmedin mi ?
HASAN BASRİ ÇANTAY (Habîbim) Rabbinin fil saahiblerine nasıl (muaamele) etdiğini görmedin mi?

 

Açıklama

Bu mübârek sûre, “El-Kâfirûn” sûresinden sonra Mekke-i Mükerreme’de nâzil olmuştur. Fîl hâdisesini bildirdiği için kendisine bu ad verilmiştir. “Beş âyet-i kerîmeyi ihtiva etmektedir. Bundan evvelki “Hümeze” sûresinde bir kimseyi malının çok yaşatamayacağı ve ahlâksız kimseleri servetlerinin azaptan kurtaramayacağı bildirilmişti, bu sûrede de fil ashâbının kıssası, bu hususa dair bir misâl, bir delil olduğu için aralarında güzel bir münâsebet vardır.

Ömer Nasuhi Bilmen

1. Görmedin mi, Rabbin fîl sahiplerine nasıl etti!

1. Bu mübârek sûre, Allah’ın dinine karşı muhalif cephe alan. Yüce Peygambere düşmanlık gösteren kimselerin dünyada da nasıl müthiş felâketlere mâruz kalacaklarına dair fil ashabı kıssasını bir ibret misali olmak üzere beyan buyurmaktadır. şöyle ki: Ey Son Peygamber!. (Görmedin mi?.) Yâni: Tevatüren rivâyet olunduğu için görmüş gibi bilmedin mi?. Elbette ki: Bilmiş bulunuyorsun ki: (Rab’bin fîl sâhiplerine) O dinsiz guruba, o Kâbe-i Muazzama’yı yıkmak isteyen, ve fîl ile Yemen tarafından gelmiş bulunan mel’un bir zümreye (nasıl etti?.) onları nasıl yok etti, bir helâke uğrattı!.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır

Görmedin mi Rabbin ne yaptı fil sahiplerine!

Görmedin mi? Hitap, Peygamber’edir. Rü’yet (görmek), kalp gözüyle görmeden istiare olarak kalbe ait görme, yani gözünle görmüş gibi muhakkak bilmiyor musun ey Muhammed? Çünkü söylenecek olan “fil sahipleri olayı”, o zaman onu gözleriyle gören şahitleri henüz dünyada çoğunlukla mevcut, hatta o zamana yetişmiş “Muallakat-ı Seb’a” (yedi askı) şairlerinden olup yüz altmış sene kadar yaşamış olan meşhur Lebid gibi kimseler hayatta oldukları gibi, aynı zamanda bir tarih başlangıcı olarak herkesçe de mütevatir olarak bilinen bir olay idi. Hatta fili çekenlerden iki kişinin kötürüm, kör olarak kalıp Mekke’de dilendiklerini gördüm diye Hz. Aişe’den rivayet de vardır.(1) Bu sebeple o zaman vakayı görmüş olan herhangi bir kimseye veya hitabın genel olması da mümkün ise de peygambere hitap olması daha açıktır. Zira bu olay Peygamberin doğumuna başlangıç olan ilâhî alâmetlerden olduğu ve Kur’ân’a ilk muhatap olan da Hz. Peygamber olduğu için özellikle hitabı da ona karine (ipucu) dir. Görmedin mi? Nasıl yaptı Rabbin? Dikkate şayandır ki, “ne yaptı?” diye fiilin mahiyetinden değil, nasıl, “ne keyfiyette yaptı” diye niteliğinden sorulmuştur. Çünkü bu soru acaibliği haber vermek içindir. Hadisenin şaşırtıcı, fevkalade garib bir harika olan yönü de niteliğidir. Fiilin kendisi, mahiyeti itibarıyla sadece bir yok etme ve öldürme fiili diye düşünülecek olursa Allah’ın fiillerinde de diriltme gibi öldürme ve yok etmenin de âdet üzere tabiî denilen şekilde cereyan edegelen kısımları çok olduğundan, bu itibar ile mahiyetine şaşılmayabilir. Halbuki aynı fiil niteliği, cereyan şekli itibarıyla düşünüldüğü zaman normal mi, yoksa şaşırtıcı mı olduğu görülür. Mesela bir insandan bir insan yaratmak haddizatında pek büyük bir kudret ve sanat olduğu halde alışılmış bulunulduğu için şaşırtıcı görülmez. Hiç insan yokken, bir insan yaratmak, şaşırtıcı görülür. Çünkü tecrübede aynına bitişik şekilde tesadüf edilmemiştir. İşte burada da hadisenin şaşırtıcılığı özellikle niteliğinin düşünülmesinden anlaşılacağı gibi murad da garip bir harika, şaşırtıcı bir engel olan bu ilâhî fiilin acaibliğini hatırlatmak olduğu cihetle niteliğine dikkat çekilmiştir. Ki kelâmcılar buna “vech-i delil” tabir etmişler ve övülmeyi hak etmiş zatları görmekte değil, böyle nitelikleri görmekte ve onların delaletiyle gerçek kıymeti anlamakta olduğunu söylemişlerdir. Zira niteliklerin inceliğinden gafil olanlar mahiyetin zatını hakkıyle anlayamazlar. Onun için bu fiilin de niteliğini iyi düşünemeyenler onu normal bir şeymiş gibi farzetmekle hakikati anlayıverdik zannederek aldanırlar. İşte Allah Teâlâ böyle gafletlere düşülmemek ve bu fiilin şaşırtıcılığını göstermek üzere bilhassa keyfiyetine dikkat nazarını celbetmekle buyuruyor ki: Görmedin mi nasıl yaptı Rabbin? Fil sahiplerine? O olayı malum ve görülmüş olan belli fil sahiplerine. Bu ad ile bilinen Ebrehe ordusuna ki, Yemen’i istila etmiş, Habeş valisi iken emrindeki Habeş ve diğerlerinden mühim bir ordu ile Mahmud (Mamud) denilen fiillerine güvenerek ve karşılarına çıkanı çiğneyip tepeleyerek Kâbeyi yıkmak için gelmişlerdi de başarılı olamadan perişan olup gitmişlerdi. Bundan dolayı kendilerine “Fil ashabı” denilmiş ve bu sene Araplar arasında “fil yılı” diye bilinerek bir tarih başlangıcı edinilmişti. Filan şey fil yılında, yahut fil yılından şu kadar sene önce veya sonra oldu diye anlatırlardı. Bu şekilde Hz. Peygamber’in de bu fil yılında doğmuş olduğu biliniyordu ki, en sağlam rivayete göre Hz. Peygamber bu olaydan elli gün sonra doğmuştu.

Fizilalil Kuran

Rabbinin fil sahiplerine yaptığını görmedin mi?

Bu soru olay karşısında duyulan hayreti ifade etmek ve onun büyük önemine dikkat çekmek içindir. Çünkü olay Araplarca biliniyor ve onlarca meşhur bir olaydı. Hatta onlar bunu tarihin başlangıcı olarak kabul etmişlerdi. Fil yılında şöyle olmuştu, fil yılından iki sene önce böyle olmuştu, fil yılından on sene sonra şöyle olmuştu diyorlardı. Meşhur olan rivayetlere göre Hz. Peygamber de yine bu fil senesinde doğmuştu. Herhalde bu da bilinçli planlanmış, ilahi denkleştirmelerin şahane bir zamanlaması idi!

Dolayısıyla Fil suresi onların bilmediği bir olayı kendilerine anlatmak için değildi. Amaç onlara bildikleri bir şeyi hatırlatmaktı. Amaç bu hatırlatmanın ötesinde gerisinde gizli idi.

 

Kategori:Tefsir

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir