İmam Ali’nin Kaside-i Fethivesi
İmam Ali’nin kaside-i fethivesi.
Bu kasidenin özelliği, çeşitli iç hastalıkları için okunmasıdır. 38 mısrâ-dan ibârettir. İç hastalıklar ve ruhî bunalımlar için bire bir şifa olduğu mânevi müşahidler tarafından açıklanmıştır. Hz. Ali (r.a) burada Allah’a ham-dettikten sonra, Resûlü’ne salât ve selâm getiriyor, ümmet-i Muhammed’in günahkârlarının bağışlanmasını istiyor. Bilhassa güçlükle karşılaşan, sıkıntılara uğrayan kişilerin, bu sıkıntılarından kurtarılmaları için Mevlâ’ya yalvarıyor.
önce Allah’ın rızasını kendine, sonra da bizler için istiyor. Bizlere rızasını sağlamaz ise kendisinin yalnız başına O’nun rızasını kazansa tadı olmayacağım da kasidesinde söylüyor. Dileğinin kabulü için, Kâbe’nin, Kur’ân’-m ve Hz. Muhammed’in aşkına diyerek bu isteğinin yerine getirilmesini hararetle istiyor. Bununla beraber, îmanın sağlam olmasını ve herkesin son nefeste îmanla yolculuk yapmalarını diliyor. Tâun ve vebâ hastalığından da Rab-bül Âlemîn’e sızlanıyor. Eskiden vebâ ve tâun hastalığı yaygın idi. Onun için bu hastalıkları duâsında daha fazla zikrediyor.
Hz. Ali bu kasidesinde Cenab-ı Hakk’m bütün esmâsı hürmetine dileğinin yerine getirilmesini ve bütün peygamberlerinin rûhaniyetleriniır kuvvetini ve mânevi himmetlerini de istiyor.
İmam Ali’nin Fethiye isimli kasidesinde bir çok iç duygular ve mânevi alâmetler dile getiriliyor ve Hz. Allah’ın yardımı isteniyor. Bu kasidesinde herşeyden evvel, maddeden sıyrılarak manaya önem verilmesi de ısrarla isteniyor. Bu kasidenin Türkçe yazılması pek mühim bir mana ifade edemeyeceğinden, Türkçe olarak bu kasidenin sizlere bir özeti verilmiş olundu. Aynı şekilde diğer kasideler hakkında da kısa bir bilgi verilmekle yetinildi. Yoksa kasidelerin aynısı yazılsa matluba muvafık olmaz. Çünkü kasidenin özü orijinal olarak Arapça yçizilmiştir. Duâ ile pek fazla ilgisi yoktur. Onun nazmen açıklanması, kişilere bir ferahhk ve neş’e vermek için bir bilgi verilmiştir. Bu bakımdan merak edenler, o kaside hakkında bir malumat edinmiş olsunlar, hangi manaları kapsadığını da kısaca görebilsinler.
Hepimizin muhaç olduğu bu tip kasideler hakkında malumatımızın olması faydamız icabıdır. (3) Mecmûatu’l-Ahzab, c. 3, s. 531.
iyide hani kaside nerede